Sağlık Bakanlığı tarafından güncellenen Türkiye Beslenme Rehberi’nde (TÜBER-2022) takviye edici gıdaların yeterli ve dengeli beslenmenin yerini tutamayacağı, ayrıca bu ürünlerin “kilo verme, sigarayı bırakma, cinsel performansı artırma” gibi ifade ve imalarla satışa sunulamayacağı belirtilerek, bu tip yanıltıcı beyanlara itibar edilmemesi gerektiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, ilki 2015’te yayımlanan Türkiye Beslenme Rehberi’ni, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nın (TBSA-2017) verileri, yurt dışındaki uygulamalar, Türk halkının beslenme alışkanlıklarını dikkate alarak güncelledi.
Üniversitelerin beslenme ve diyetetik bölümlerinden akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla hazırlanan yeni rehberde, bir öncekinden farklı olarak, fermente besinler (prebiyotik/probiyotik), besin destekleri, hazır öğünler, popüler diyetler, besin eliminasyon diyetleri ve sürdürülebilir beslenme gibi konularda güncel öneriler de yer aldı.
Buna göre, son yıllarda özellikle bağırsak mikrobiyatasının insan sağlığına etkilerinin anlaşılması ve “probiyotik” kavramının gelişmesi, fermente besinlere ilgiyi de artırdı.
Yoğurt, kefir, bazı peynir türleri, sirke, zeytin, ekmek gibi ürünleri içine alan fermente besinler, besinin raf ömrünü uzatmasının yanında sindirimi artırması, toksik maddeleri etkisizleştirmesi, besindeki alerjenlerin azaltılması ve vitaminler açısından besin kalitesini artırma gibi olumlu özellikler taşıyor.
Ancak bu ürünler, farklı fermantasyon koşullarında yapıldığı için hepsinden aynı sağlık etkilerinin beklenmemesi gerekiyor.
“EN ÇOK VİTAMİN VE MİNERALLER TERCİH EDİLİYOR”
Besin desteklerine ilişkin yeni bir bölümün oluşturulduğu rehberde, TBSA-2017 sonuçlarına göre, Türkiye’de takviye edici gıda olarak en çok vitamin ve minerallerin tercih edildiği, 15 yaş ve üzeri bireylerin yüzde 9,9’unun bu ürünleri kullandığı bildirildi.
Rehberde, takviye edici gıdalardan çeşitli nedenlerle vitamin, mineral gereksinimlerinin karşılanamadığı durumlarda yararlanılabileceği ama bu ürünlerin asla yeterli, dengeli beslenmenin yerini tutamayacağı ve ilaç olmadıkları vurgulandı.
Takviye edici gıdalarda 4-10 yaş ve 11 yaş üzeri bireyler için vitamin, mineral ve formlarının günlük maksimum limitlerinin “Türk Gıda Kodeksi Takviye edici Gıdalar Tebliği” ile düzenlendiği anımsatılan rehberde, “Takviye edici gıdalarda bulunan vitamin veya minerallerin etken madde olarak belirtilebilmesi için günlük alınması gereken beslenme referans değerinin en az yüzde 15’ini karşılaması gerekmektedir. 4-10 yaş grubu çocuklar için ise bu değerin yarısı alınmaktadır. Takviye edici gıdalarda bulunan vitamin ve minerallerin günlük alımları belirlenmiş maksimum limitlerin üzerinde olmamalıdır.” bilgisi paylaşıldı.
YANILTICI BEYANLARA DİKKAT
Hamile ve emziren kadınların, kronik hastalığı olan veya ilaç kullanan kişilerin takviye edici gıda kullanmadan önce doktorlarına danışmaları, bu ürünlerin etiketlerinde hangi yaş grubuna uygun olduğu gibi bilgilere dikkat edilmesi gerektiği aktarılarak, şu uyarılarda bulunuldu:
“Takviye edici gıdaların vücut ağırlık kaybı ya da artışı üzerinde etkili olduğu, boy uzamasına yardımcı olduğu, cinsel performansı arttırdığı, sigarayı bırakmayı sağladığı gibi ifadeler veya imalarla satışa sunulması yasal düzenlemelere aykırıdır. Tüketiciler bu tip yanıltıcı beyanlara itibar etmemelidir.”
“POPÜLER DİYETLER” SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR
Sürdürülebilir beslenme, sürdürülebilir tarımın ve besin atıklarının azaltılmasının önemine de işaret edilen rehberde, Akdeniz diyetinin hem sürdürülebilir beslenmeye katkısı hem de sağlık açısından faydalarına vurgu yapıldı.
Rehberde sağlıklı vücut ağırlığının korunmasının öneminin yanı sıra “popüler diyetler” olarak ön plana çıkan ketojenik, aralıklı açlık, eliminasyon diyetlerinin oluşturabileceği risklere dikkat çekildi.
Buna göre, zayıflamayla ilgili en çok kullanılan sakıncalı diyetlerin başında karbonhidratın aşırı kısıtlandığı “ketonojenik” diyet geliyor. Hızlı ağırlık kaybı etkisi olan bu diyetler, genellikle kas kaybı ile sonuçlanıyor ve verilen kilolar kısa sürede hızla geri alınıyor. Çok düşük enerjili bu tip diyetler, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, safra taşı oluşumu, saç dökülmesi, hipotansiyon, bazal metabolizmada azalma gibi olumsuz etkilere sebep oluyor.
Yüksek proteinli diyetler, karaciğer ve böbrek sorunlarına yol açabiliyor. Bir veya daha fazla besinin geçici ya da kalıcı olarak diyetten çıkarılmasını içeren “eliminasyon” diyeti ise yetersiz beslenmeden kaynaklı ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor.
Belirli bir zaman diliminde aç kalmayı, belirli bir zaman diliminde ise besin almayı kapsayan “aralıklı açlık” diyeti de sürdürülebilir olmamasının yanında besin öğesi yetersizliğine ve vücutta elektrolit dengesizliklerine yol açabiliyor.
Özellikle diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde sağlıklı ve dengeli beslenme ile düzenli fiziksel aktivite büyük önem taşıyor.
GÜNLÜK FİZİKSEL AKTİVİTE ÖNERİSİ
TÜBER-2022’de bir önceki rehberde de yer alan beslenme ve fiziksel aktivite piramidi, sağlıklı beslenme tabağı, yiyeceklerin ideal porsiyonları ve bunların nasıl ölçülebileceği, çocuklar, gençler ve yetişkinlerin yaş ve fiziksel aktivite düzeyine göre besinlerden almaları gereken ortalama enerji gereksinimleri de yer aldı.
Rehberde, Türkiye’de tüm yaş gruplarından yetişkin erkek ve kadınların orta düzeyde aktif bir yaşam sürdüğüne işaret edilerek, her gün 1 saat orta tempolu yürüyüş, 1 saat hafif tempoda dans, 45 dakika yüksek şiddetli aerobik dans, 1 saat bahçe işleri yapmak, 35-40 dakika koşu, iş yerinde mola saatlerinde yürüme gibi egzersiz seçeneklerinden birinin tercih edilebileceği belirtildi.
Ayrıca çocuklar için ekran sürelerinin kısıtlanması ve fiziksel aktivitelerinin artırılması rehberdeki öneriler arasında sıralandı.
Kaynak: www.ntv.com.tr